Popüler Yayınlar
-
Bende bu sorunu yaşadım, internette bir sürü yere baktım farklı farklı anlatılmış ama çoğu saçma sapan şeylerden ibaret. Bir çözüm gördüm b...
-
Warning! I have this one in djvu format, which means you should also download a djvu reader. Don't get lazy, download it from here. Bel...
-
2.8" Buck çakı favorimdir. Silah taşıyın, ne türlü olursa olsun. Çakı, bıçak, cop, elektroşok cihazı, biber gazı, paranız ruhsa...
-
Arkadaşlar çevremdeki 3-5 arkadaştan ayrı olarak blogumu ziyaret eden, amerikadan rusyadan hollandadan çizgi roman linklerine bakanları...
-
Bu söz bir üniversitenin tarih hocasının ağzından çıkıyor. Hangi kanıta, belgeye dayandığı belli değil. Muhteşem yüzyıl hakkında bi esp...
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
Blog ARSİVİ
-
►
2013
(1)
- ► Nisan 2013 (1)
-
▼
2011
(40)
- ► Aralık 2011 (3)
- ► Kasım 2011 (9)
- ► Eylül 2011 (3)
-
▼
Ağustos 2011
(19)
- Duyuru:
- Sabah 6'da hala uyumamışsanız.
- Silah taşıyın.
- GANDALF NOOOOOOO!
- "Did the Limo driver shoot at Kennedy?"
- Çok acayip bir gün
- Spider-Man 'in cılkını çıkardılar.
- Ho ho ho ne güldüm ne güldüm ama...
- THE AVENGERS AFİŞLERİ
- Top 100 Comic Book Villains of All Time List
- Gece 3 den sonra bir şeyler oluyor.
- Yeni süper kahraman kostümlerine n'oluyor?
- Boobies
- Man of Steel (2013)
- Kızlar da porno izler.
- Devam: Kızla konuşmak için bir sene bekleyen insan II
- Daken: BABAAAA!!!! Wolverine: Bööle gollarımı açay...
- Vuuuhuuu çizimlerimi Stan Lee beğendi! Marvelde iş...
- Kızla konuşmak için bir sene bekleyen insan.
- ► Temmuz 2011 (5)
5 Ağustos 2011 Cuma
Gece 3 den sonra bir şeyler oluyor.
Gece 3 den sonra bir şeyler oluyor. Çünkü etraf sessiz, insanlar uyuyor, ben yine bilgisayar başında oturuyorum. Konuşmam değişiyor, kafam yoğunlaşıyor. Sinirliysem daha sinirli, mutluysam daha mutlu oluyorum. Her zamanki maymun iştahım iyice artıyor. Çizgi roman çizeyim, müzik dinleyeyim, gitar çalayım, fransızca çalışayım, hatta sıkıntıdan "şimdiden akışkanların mekaniği çalışayım ilerde rahat ederim" bile dedim. Neyse ki kibar bir ailem ve arkadaşlarım var, çizdiğim ya*** gibi resimlere, safsata gibi yazılara "güzel len aferin", "çok iyi om" falan diyebiliyorlar, teşekkürler. Yine böyle bir gün dertlenmiştim işi "aklımdaki bu fikirlerle kitap yazayım, genç menç ölürsem piyasada tutar, arkamda bir miras bırakırım" a kadar getirdiydim.
Yada bunların hepsi bu akşam dışarda arkadaşlarımla oturup, eskiden hoşlaştığım bi kızı görmeyi umarken, eskiden hoşlaştığım başka bir kızı görüp kendime "Ulan ne maymun iştahlı olduğun burdan belli oldu" dememdendir. Sevmiyorum bu huyumu. Belli bir konuya odaklanamıyorum.
Meslek açısından da öyle. Düzgün bir kariyerim olacağını sanmıyorum çünkü her daldan bir şey yapasım var. Eskiden olsa belki çok yönlü zeka diyebilirlerdi bana, Leonardo'ya dedikleri gibi. Ama şimdi her şey de icat edilmiş be arkadaş! Yeni bir icat yapabilmem için öncekilerin hepsini öğrenip, sentezleyip, yorumlayıp, o konuya odaklanmam lazım. Bunları yaparsanızda mesela klasik fizigi de modern fizigi de kuantum bilmemnesini ögrenip, içimde bir Isaac Newton, bir Albert Einstein, bir Nicola Tesla yaşatmam lazım. Ulan bu adamlar benim kadar çalışmamış, zart diye bulmuşlar formülleri teoremleri. O yüzden bende kasmam, yanlış zamanda doğmuşuz!
Yanlış zamanda doğmuşuz lafına dikkatinizi çekerim, bu zaman bana göre değil. Kendimi ifade edemem çünkü yasalar, toplumsal kurallar elimi kolumu bağlıyor. Hiç değilse annemin babamın emeği benim elimi kolumu bağlıyor çünkü beni yetiştirirken borçlandırmışlar beni bi kere. "Ben gidip şunu yapıcam!" diyemiyorum işte. Yapamayınca da üzülüyorum sağa sola öfke saçıyorum, mesela: yurt dışına gidip gezmek isterdim, yanlış anlamayın gezmek derken work and travel yapayım ı kastetmiyorum gidip elalemin gavurunun bokunu temizlemem ben. Gideyim orda yaşayayım, sıkılırsam başka ülkeye giderim diyorum, bana iş mi yok. Ama olmuyor işte mesela askerliği dahada kısaltmak için yurt dışında 3 yıl vergi vermek mi ne lazımmış. Şimdi gitsem 3 yıl anamı babamı özlerim ben açıkcası. Bakmayın burda anlaşamadığıma, ergenlikten kalma huylar onlar. Ben yokken bir şey olur diye korkarım. Yada ben uzaktayken bana bir şey olabilir, sevmiyorum ki yalnız kalmayı da. Üniversitenin ilk yılında milletle anlaşamadığım için tek kişilik yurtta kaldım da ne oldu, 3 gün F tipi cezaevi gibi odada hiç çıkmadan geçirdiğim oldu. Ağzımı açıp tek kelime etmeden günler geçti bazen. Anlayacağınız tek yaşamayı da abartmamak lazım.
Haa yanlış zamanda doğmuşum demiştim atlamayayım, ben isterdim ki vurdulu kırdılı bir zamanda yaşasaydık. Duygumuzu sinirimizi milletin ağzına vurarak gösterseydik, böyle okunmayan bir bloga entel entel yazarak değil. Zaman zaman okulda, dışarda zibidi tipli insanların laflarına uyuz oluyorum filmlerdeki gibi sandalyeyi kapıp kafalarında kırasım, beyinleri elime yüzüme sıçrayana kadar vurasım geliyor. Ama yapılmıyor işte. Ha yapsam ne olur? En iyi ihtimalle dayak yerim. Daha kötü ihtimaller ise; Ailemin harcadığı emek, para, zaman karşılığı elde ettiğim mütevazi kariyerim son bulur. Ben suç işledim ya, şansıma okuldan atarlar beni. Yada hayatımın bu nadir dövüşü sicilime işler iş bulurken sıkıntı yapar. Yada kötüsü eleman ölür şansıma, hapse atarlar. İş sadece dövüş değil ha, içimden bir ses sürekli "Savaş! savaş!" diyor. Kurtuluş savaşı zamanında yaşasaydım herhalde ya savaşa kaptırıp sıçardım ağızlarına yada -hep diyorum ya- bendeki şansla 2 güne ölürdüm. Süper kahraman filmlerinde tüylerim bu yüzden diken diken oluyor işte. 1.si kötüyü dövüyorsunuz. 2.si isterseniz kötüyü öldürebilirsiniz, polis gelip doktor ahtapotu niye öldürdün diye size kızmaz. 3.sü insanların takdirini, hayranlığını kazanıyorsunuz. Ki dövüp öldürme kısmı beni daha çok ilgilendiriyor, insanların ne düşündüğü umrumda değil çoğu zaman.
Neyse bitireyim: "eskiden hoşlandığım bi kızı görmeyi umarken, eskiden hoşlandığım başka bir kızı gördüm" demiştim ya, sinir oldum arkadaş. Halim dışardan mallık gibi görünüyor. HIMYM izliyorsanız Marshall kendi sorununu anlatırken Ted' i şöyle bir kalaylıyordu.
Evet, Ted'in de maymun iştahlı olduğunu görüyoruz, tabi farkımız var o skora ulaşıyor ben uzaktan söylenirken. Ama yinede bence daldan dala çok atlamak kötü, keşke tam bana uyan bir kız olsaydı, keşke "The One" olsaydı (ki yok bakınız) da ona yapışsaydım, hem o zaman pes de etmezdim, uğraşırdım Clark Kent-Lana Lang gibi.
Aşk meşk yok, The One yalan, bu işler boş bile desem de yinede eskiden benim için özel olan kızlardan birini görünce aklıma eski anılar geliyor lak diye, yaptığım planlar hayaller geliyor. Boşa kasmışım lan vakit kaybıymış, ömrümden vakit gitmiş diyorum. Mesela o kız adeta ömrümde yapamadığım her şeyin resmi gibiydi, görmeniz lazım. Ama bilen bilir ben sofrada çay döküldüğü zaman bile "Vaaay çay beni istemiyomuş demek, bende yemem seni ulen" diyip sofraya küsebilen bir adamım, başlarım kızlara da böyle işe de önüme düzgün bi kız gelse bile evlenmiyecem lan görürsünüz! Gece gece yordu beni yaz yaz yoruldum bir saattir, saat 04.28 olmuş.
Siz siz olun gece 3 den sonra düşünmeyin bakın bu halim ondandır, iyi geceler blog.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 comments:
Yorum Gönder